‘BU ALGIYA GÜVENMEK BÜYÜK BİR HATA OLUR' Çalıştıkları enkazlardan tecrübelerini aktaran Serhat Akbel, şöyle devam ediyor: “Özellikle sağlam, ezilmeye dayanıklı malzemeler, örneğin koltuk takımı, demir masalar koruyucu olabiliyor ama her model için bunu söyleyemeyiz. Örneğin, en son çalıştığımız İzmir Depremi'ndeki Rızabey Apartmanı'nda, demir bir ofis masası, yaklaşık dört katın yükünü üzerinde tutuyordu. Alt tarafı profil, kafes gibi bir malzemeden yapılmıştı. Hiç ezilmeden kocaman bir yaşam boşluğu bırakabilmişti. Ama onun hemen yan odasında, bir yemek masası tamamen yere sıfırlanmış durumdaydı. Şöyle bir algı oluşmamalı. Deprem oluyor, ben bir eşyanın yanında yat-tutun ya da çök-tutun yapıp hayatta kalacağım. Bu algıya güvenmek büyük hata olur.” ‘KOŞMAK, HAREKET ETMEK BÜYÜK HATA' Serhat Akbel'in değindiği bir diğer konu ise, deprem esnasında panikle koşmak veya hareket etmek. Bunların hata olduğunu söyleyen Akbel, şu ifadeleri kullandı: “Apartmanların merdivenlerine ya da asansörlere yönelmek, camdan atlamak, cam kenarlarına, kapı eşikleri ya da kolon kirişlerine yönelmek, bunlar eskiden kalan yanlış bilgilerdir. Özellikle hareket etmek. O anda üzerinize bir eşya düşebilir ve daha ciddi yaralanmalara neden olabilir. Deprem anında ağırlık merkezi yere yakın olmalı. Yanına yattığımız malzemeden küçük olmamız, cenin pozisyonu almamız gerekiyor. Mutlaka tutunmak gerekiyor çünkü eşyalar da siz de o anda hareket edeceksiniz.” ‘HAYAT ÜÇGENİ DİYE BİR YÖNTEM YOK' “Hayat üçgeni yöntemi diye bir yöntem yoktur, kamuoyunda yanlış biliniyor” diyen Akbel'in aktardığına göre; hayat üçgeni, eşyaların çöktüğü zamanda oluşan boşluk. Yani söz konusu deprem olduğunda hiçbir şekilde öngörülebilir değil. “Yanına yatacağınız şey, devrilen buzdolabı ya da kitaplık olmamalı” diyen Akbel, “Koltuk, masa, çekyat ya da yatağınız olabilir. Bu konuda özen göstermelisiniz ancak yüzde 100 başarılı olacak diye bir kaide yok. Örneğin bulaşık makineleri içi boş malzemelerden oluştuğu için deprem esnasında çok güvenilir değil. Ancak özellikle eski tip çamaşır makinelerinin, tambur denilen kısmı ağır ve devrilmesi zor olduğu için daha güvenli olduğunu söyleyebiliriz” diyor. Her şeyden önce henüz deprem olmadan önlem almaya özen göstermek gerektiğini belirten Akbel sözlerini şöyle noktalıyor: “Deprem esnasında masadaysak yanına, televizyon izliyorsak koltuğun yanına, okuldaysak sıraların yanına, yani o geçiş koridoruna uzanmamız gerekiyor.” ABD’Lİ ARAMA KURTARMACI DOUG COPP’UN İDDİASI ‘Hayat üçgeni'nin bir yöntem olarak önerilmesi mevzusuna baktığımızda, özellikle yabancı kaynaklı makalelerde Doug Copp ismine rastlıyoruz. Kendisinin Amerikalı bir arama kurtarma şefi olduğu belirtiliyor. Makine mühendisi ve evrimsel biyolog Çağrı Mert Yazıcı'nın evrimagaci.org'da yayınlanan bir makalesinde Doug Copp mevzusuna dikkat çekiliyor. Hayat üçgeni yönteminin yaratıcısı kabul edilen Doug Copp'un yazdığı bir mektup, güvenilir birçok kaynakta da referans olarak kullanılıyor. Copp'un bu yöntemle ilgili ifadeleri fazlasıyla tartışmaya açık. Çünkü makalede de belirtildiği gibi, ‘yanlış yıkım tipi algısı' söz konusu. Yıkım örneklerinde tasarlanan binalar, Copp'un metninde iddia edildiği gibi pankek (yassı kadayıf) şeklinde kusursuz bir şekilde yıkılmıyor. Depremler yatay sarsıntılar yaratıyor ve bu yüzden çok farklı biçimlerde parçalanarak yıkılabiliyor. Yöntemin doğruluğunu veya yanlışlığını anlamak için kontrollü bir şekilde yapılan yıkımları referans almamak gerekiyor. Çünkü bu yıkımlar katların üst üste düşmesi şeklinde yapılıyor. Gerçek bir depremde ise böyle bir yıkım çok olası değil. İstanbul Teknik Üniversitesi Afet Yönetim Merkezi ve Meteroloji Mühendisliği Bölümü profesörlerinden Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'nun 2013 yılında verdiği bir röportajda Marmara depremi ile alakalı verdiği örnek şu şekildeydi:ÇÖK KAPAN TUTUN, EN DOĞRU YÖNTEM’ Çağrı Mert Yazıcı makalesinde Doug Copp'un iddialarının neden şaibeli olduğunu bilimsel bir bakış açısıyla ele almış. Makaleden çıkan sonucun, “depremler sırasında olduğunuz yere çökmek, kafanızı koruyacak şekilde kapanmak ve sabit bir cisme tutunmak, hayatta kalma şansınızı genel geçer olarak en çok artıracak yöntemdir” şeklinde olduğunu söyleyebiliriz. Görüşüne başvurduğumuz arama kurtarma uzmanlarının da belirttiği gibi, depremler öngörülemeyen doğal afetlerdir. Bir binanın deprem esnasında nasıl çökeceği ise asla tahmin edilemez. Bu yüzden öncelikle binanın ve evimizdeki eşyaların sağlamlığı ile ilgili önlemleri almalı, sonrasında ise uzmanların belirttiği detaylar ışığında ‘çök kapan tutun' yöntemiyle kendimizi korumaya çalışmalıyız.