Haber Zamanı

Video Kategori Video Galeri Kategori Galeri
Video Kategori Video Galeri Kategori Galeri
  1. Haber Zamanı
  2. Deprem anında ne yapmalıyız? ‘Çök kapan tutun’ ve ‘hayat üçgeni’nin farkı nedir?
Önceki
Sonraki


  • İşte Zehra'nın Kazandığı Okul!


‘BÜYÜK PARALARA İHTİYAÇ YOK' Deprem hazırlığının büyük paralar gerektiren bir şey gibi algılandığına da dikkat çeken Karadayı, “Büyük paralara ihtiyacınız yok. Sadece ev alırken veya kiralarken para harcıyoruz. Eşyayı zaten alıyoruz. Doğru eşyaları almak önemli” diyor. “İnsanlar bir eşya satın alacağı zaman muhakkak deprem faktörünü de düşünerek karar vermeli” diyen Karadayı, şöyle devam ediyor: “Çünkü biz deprem ülkesinde yaşıyoruz. Sağlam bina ve sağlam eşya dışında tamamen doğru bilgi ve doğru davranışa dayalı bir hazırlık söz konusu. İnsan davranışı için para ödemek gerekmiyor. Yapmamız gereken şey, önce binamızın sağlam olup olmadığından emin olmak. Sonra da evin içinde güvenli bir yaşam alanı oluşturmak. Bu çağda toplumun her kesimi bu bilgilere ulaşabilir ve bunları yapabilir. Bu noktada medyaya da büyük iş düşüyor.” ‘HAZIRLIKSIZ OLDUĞUMUZU VAN, ELAZIĞ VE İZMİR’DE GÖRDÜK’ 99 depreminden sonra çeşitli projelerin hayata geçtiğini ve önemli mesafeler alındığını söyleyen Karadayı, “Kamu binalarının yenilenmesi, güçlendirilmesi, alt yapının iyileştirilmesi, AFAD'ın kurulması önemlidir. Ancak toplum temelli hazırlıkların da paralel olarak yürümesi gerekir. Bu konuda hazırlıksız olduğumuzu Van, Elazığ ve İzmir depremlerinde gördük” dedi. “Bol miktarda arama kurtarmacı yetiştirerek hazır olduğumuzu düşünürsek bunun bedelini ağır öderiz” Karadayı, “Aslında 99 depreminde çıkardığımız derslerden birisi de buydu. Yani deprem sonrası arama-kurtarma temelli değil, deprem öncesi risk yönetiminin önemli olduğunu görmüştük. Ancak o süreçten beri yine bol bol arama kurtarma ekipleri kurmaya devam ediyoruz. 20 yıldır kamuda arama kurtarma ekipleri kuruyor, STK’lar ise arama kurtarma dernekleri olarak faaliyet yürütüyor. Eğer bir ders çıkardık ise hem kamu hem de STK’lar olarak arama-kurtarmacılığa değil toplumun afetlere hazırlığına yönelmek gerekiyor” diye konuştu. “Hiçbir depremi beklenen İstanbul Depremi ile asla kıyaslamamalıyız” Karadayı, sözlerini şöyle noktaladı: “Van, Elazığ ve İzmir depremlerinde hızlı davranılması, müdahale ekiplerinin istenenden çok olması İstanbul açısından hazır olduğumuz anlamına gelmiyor. Olası bir İstanbul depreminde Çanakkale, Tekirdağ, İzmit, Yalova gibi illerimizin de etkileneceğini de öngörürsek, ilçelerimiz ve mahallelerinde insanlarımız günlerce kendi başının çaresine bakmak zorunda kalacaklardır. Bu nedenle mahallelerde muhtarlar öncülüğünde mahalle afet gönüllüleri ekiplerinin kurulması, eğitilmesi önemli hâle gelmektedir. Mahalle sakinlerine afet bilincinin aktarılması, güvenli yaşam kültürünün aktarılması açısından önemli bir unsur olacaktır.” ‘BİNA VE EŞYALAR SAĞLAM DEĞİLSE HER ŞEY ŞANSA KALIR' Görüşüne başvurduğumuz diğer isim ise AKUT İstanbul Operasyon Ekip Lideri Serhat Akbel. Muhabir arkadaşımız Sibel Gülersöyler'e konuşan Akbel, “Binanız sağlam değil ve eşyalarınız da sabit değilse bütün korunma yöntemleri şansa kalır” diyor. Deprem öncesinde binaların kontrol edilmesi ve eşyaların sabitlenmesi gerektiğini artık kanıksamış olmamız gerekiyor. Ancak kaçımız bunu gerçekten yaptı, orası tartışılır. “Binanız sağlam, eşyalarınız da sabit değilse bütün korunma yöntemlerini şansa kalacağını söyleyen Akbel, “Yani yaşamınız şansa kalır” diyor. Serhat Akbel'in ‘hayat üçgeni' ile ilgili görüşleri ise şöyle: “Hayat üçgeni dediğimiz şey, devrilmeyen eşyaların yarattığı bir boşluk. Bu boşluğa denk gelirseniz hayatta kalıyorsunuz. Ancak bu düşük bir olasılık çünkü düşen herhangi bir şey, 10-15 santimetre sağda, solda veya ileride olduğunuzda hayatta kalamazsınız.”

Önceki Sonraki



  1. 1
  2. 2
  3. 3
  4. 4
  5. 5