Raporda, 8 yaşındaki kızın ağabeyi Enes Güran (18) ile annesi Yüksel Güran'a (44) ait adli ve tıbbi belgeler, ağız ve diş ölçü modelleri ve kalıpları fotoğraf, video ve grafilerin birlikte değerlendirildiği belirtildi. Enes Güran'ın sağ ön kolunda tarif ve tespit edilen yumuşak doku lezyonlarının lokalizasyonu, travmatik etkileri, rengi dikkate alındığında kuruldaki muayene tarihi olan 27 Ağustos itibarıyla gerçekleşme zamanının 3-6 günle (21-24 Ağustos) uyumlu olduğu aktarılan raporda, anılan lezyonların mor renkli, ark (yarım daire/hilalvari) görünümlü, bütünlük arz eden kesintisiz lezyonlar olup tipik diş izlerine ait kesici kenar ve derinlik gibi belirgin morfolojik özellikler içermediği, bununla birlikte mevcut lezyonların görünümü itibarıyla insan ısırık iziyle uyumlu olabileceği ifade edildi. Söz konusu raporda, "Adli Tip Kurumu Adli Bilişim ihtisas Dairesi Ses ve Görüntü inceleme şubesinin raporu, Yüksel Güran'a ait olduğu bildirilen ağız ve diş ölçü modelleri, Enes Güran'ın diş ve çene muayenesi ile alınan diş izleri, Narin Güran'a ait panoramik grafi, otopsi verileri, skopi görüntüleri ve fotoğraflardan elde edilen diş ve çene bulguları hep birlikte değerlendirildiğinde Enes Güran'ın sağ ön kolundaki lezyonların Yüksel Güran, Enes Güran ve Narin Güran tarafından ısırılmak suretiyle meydana getirilmiş olabileceği ancak Cumhuriyet Başsavcılığınca sorulduğu üzere söz konusu lezyonların ABFO (American Board of Forensic Odontology) kriterlerine göre '5 sonuçsuz' kategorisinde olduğu, dolayısıyla diş izinden kimlik tespitine dönük özellikleri tanıya elverir ölçüde içermediği" tespitine yer verildi. Sonuç olarak eldeki tüm verilerle ağabeyinin kolundaki ısırığın "Yüksel Güran tarafından mı, Narin Güran tarafından mı yoksa kendisi tarafından mı ısırılmış olduğu" hususunda adli tıbbi açıdan kesin bir ayrım yapılamadığının oy birliğiyle mütalaa edildiği raporda kaydedildi. TUTUKLU SAYISI 12'YE YÜKSELDİ Soruşturma kapsamında çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince "Suç delillerini yok etmek" suçundan tutuklanan amca Fuat Güran'ın 13 Eylül'de gözaltına alınan eşi Hediye Güran'ın jandarmadaki işlemlerin ardından getirildiği adliyede cumhuriyet savcılığındaki sorgusu tamamlandı. Güran, "Kasten öldürmeye iştirak" suçundan tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Hediye Güran, hakimlikçe tutuklandı. Soruşturma kapsamında tutuklu sayısı 12'ye yükseldi. Diyarbakır’ın Bağlar İlçesi'nin Tavşantepe Köyü'nde 21 Ağustos günü kaybolan ve cesedi 8 Eylül günü köye 2 kilometre uzaklıktaki dere yatağında bulunan Narin Güran soruşturmasında, katil veya katillerin kim olduklarını açığa çıkaracak olan en önemli delilin TÜBİTAK’a gönderilen kamera kayıtları olduğu bildirildi. Eğertutmaz Deresi ile köyün alt kısmındaki pamuk ve mısır tarlalarının bulunduğu ovayı gören 360 derece görüş açısı ile 20 kilometre etkili menzili bulunan Şahin Gözü adı verilen kamera görüntüleri ile Narin’in son olarak olay günü 15.15’te görüldüğü okula ait kamera görüntüleri çözümü yapılmak üzere TÜBİTAK’a gönderildi. SİLİNEN KAYITLAR DİJİTAL MATERYALLER ARASINDA 2 Eylül’de amca Salim Güran’ın tutuklanmasından sonra aile bireylerinin evlerine taktırdığı, ancak 8 Eylül’de Narin’in cesedinin bulunması üzerine sildikleri kamera görüntülerinin geri getirilmesi için kayıt cihazının imajı da TÜBİTAK’a gönderilen dijital materyaller arasında yer alıyor. 6 kişilik bilirkişi heyeti tarafından çözümü yapılacak olan görüntülerden elde edilen sonucun soruşturmaya yön vereceği kaydedildi. ARACIN YÖNÜNÜ KÖYE ÇEVİRİP CESETLE DEREYE YÜRÜMÜŞ Bu arada askeri üs bölgesine ait olan Şahin Gözü kamerası kayıtlarına yansıyan ve bir kısım çözümü yapılan görüntülerde önemli bulgulara ulaşıldı. 7 dakika 28 saniyelik görüntülerde, itirafçı Nevzat Bahtiyar’ın kendisine ait 23 AN 630 plakalı araçla köyden dere yatağına doğru giden stabilize yoldan ilerlediği, dereye yakın bir noktada durduğu belirlendi. Bahtiyar’ın çalışır vaziyetteki aracını ağaçların altına park ettikten sonra yönünü geriye doğru köy istikametine çevirdiği, ardından da araçtan içinde Narin’in cesedinin bulunduğu kucağındaki çuval ile indikten sonra dereye kıyısına doğru yürüdüğü tespit edildi. UYDU GÖRÜNTÜLERİ VE BÖLGENİN KOORDİNATLARI ÇIKARILDI Yürüdüğü mesafenin uydu görüntülerinin incelenmesi ve bulunduğu bölgenin çıkarılan koordinatlarına bakıldığında 150 metre yürüyerek cesedin bulunduğu çuvalı hiç düşürmeden ve yere bırakmadan doğrudan toprağın su ile birleştiği bir noktada çuvalı kucağından indirip önce ağzını bağladığı ve bir süre beklediği tespit edildi. Nevzat Bahtiyar’ın uydu görüntülerine göre 37.SBF 06008 89639 koordinatlarında ikinci hamlede derenin toprak ile birleştiği noktada, cesedi çuval ile birlikte bir kaya parçasının altına gizlediği, cesedin akıntıya kapılarak sürüklenmesini önlemek için de üzerine 3 büyük kaya parçasıyla sıkıştırdığı belirlendi. KIYIYA VURABİLİR DİYE KAYA ALTINA SABİTLEYİP HIZLA ÇÜRÜMESİNİ SAĞLAMIŞ Soruşturma dosyasına yansıyan bilgilere göre, Nevzat Bahtiyar’ın, cesedin akıntıya kapılması veya kıyıya vurması durumunda çevredeki çobanlar tarafından veya dere kıyısındaki köylülerce görülebileceği ihtimali nedeniyle cesedi kaya parçası altına sıkıştırıp üzerini de büyük kaya parçalarıyla kapatarak su içerisinde hızlıca çürüyerek delillerin açığa çıkmasının önüne geçtiği öğrenildi. Çözümü yapılan görüntüler itirafçı Nevzat Bahtiyar’ın savcı huzurunda yaptırılan yer gösterme ve tatbikat tutanaklarını da doğruladı. Nevzat Bahtiyar’ın dosya içerisindeki yer gösterme tutanağına göre, 150 metre yürüdükten sonra cesedi su ile toprağın birleştiği bir noktada kaya parçası altına sabitleyerek gizledikten sonra aracıyla bölgeden uzaklaşıp Çarıklı beldesi istikametine doğru hareket ettiği bilgisi yer alıyor. Gözler şimdi TÜBİTAK’tan gelecek olan görüntü çözümleriyle ilgili bilirkişi raporuna çevrilmiş durumda. Görüntülerde olay yerinde görülen şüpheli 2 kişinin daha varlığı ve bu kişilerin açık kimlik bilgilerinin tespit edilmesi halinde katilin veya katillerin kim olduğunu da açığa çıkaracak.