Tam bu dua ağzımdan çıkar çıkmaz, birden karşımda iki kişinin sille tokat dövüştüklerini gördüm. Dayanamadım, aralarına girip ayırırken birinden yediğim bir yumrukla yüzüm kan revan içinde kaldı, işte o sırada gelen polisler, beni de kavgacılardan biri zannederek doğruca hapse attılar! Mahkemeye çıkıncaya kadar yattığım hapiste her gün bana ekmek veriliyordu. Sırtüstü yattığım yerde ayağıma gelen bu ekmeği sıkıntı ve üzüntüden yiyemiyordum... Kendi kendime diyordum ki, işte ne sırtında yük taşıyorsun, ne de alnından öyle soğuk terler akıyor. Sana oturduğun yerde bedavadan gelen ekmek.... Zevkle yesen ya... Ne var ki, dışarıda çalışarak alın teriyle kazandığım o ekmek, hapiste ‘ayağıma gelen bu bedava ekmekten’ çok daha huzur verici ve lezzetliydi... O zaman anladım ki, ben yanlış dua etmişim. Oturduğum yerden bir ekmek ver demişim, ama hayırlısından ver dememişim. İşte o günden bu yana dualarımda isteğimi değiştirdim. Rabbi'mden ‘zahmetli de olsa hayırlısını, huzurlusunu’ vermesini niyaz ediyorum...